İstanbul Ortopedi Merkezi – Ortopedi ve Travmatoloji

Kalça Sıkışma Sendromu

Kalça sıkışma sendromu kalça eklemimi oluşturan femur (hareket eden topuz kısmı) ve asetabulum (hareketsiz yuva kısmı) arasında anormal temas gelişmesi ve bununla ilişkili labrum denilen koruyucu dokuda ve eklem kıkırdağında meydana gelen hasarların olduğu ve ağrı ile karakterize bir hastalıktır. Kalça kireçlenmesi için bir risk faktörüdür.

Kalça eklemi leğen kemiği ve bacak arasında kavşak noktası oluşturması, fiziksel aktivitelerde yüke maruz kalması ve hareket açıklığının fazla olması nedeniyle hastaların kalça sıkışma sendromundan belirgin derecede etkilenmesine, kalça çevresi ağrı, hareket kısıtlılığı, takılma-kilitlenme gelişmesine ve fonksiyonel kısıtlılığa sebep olur.

Kalça sıkışma sendromunun tanısı 3 sacayağından oluşmaktadır. Bunlar:

  1. Hastanın öyküsü (Hastada ağrı ve hareket kısıtlılığı gibi şikayetlerin olması)
  2. Fizik muayenede sıkışma sendromu ile ilgili bulguların olması
  3. Radyolojik incelemede (Röntgen, Tomografi ve MR) sıkışma ile ilişkili bulguların olması dır.

Tanı hastada tüm ayakların birlikte olmasıyla konulur. Toplumda radyolojik olarak sıkışma bulgularına sahip birçok insan bulunmaktadır. Ancak, ağrı ve kısıtlılık yaşamayan bu kişilerde kalça sıkışma sendromu halihazırda var denilemez. Bu bulgulara sahip kişinin hayatının bir döneminde sıkışma sendromu gelişmesi ve kalça kireçlenmesi riski nedeniyle izlenmelidirler.

Kalça sıkışma sendromunun tedavisi açık cerrahi ve artroskopik (kapalı) yöntemlerle yapılmaktadır. Artroskopik yöntemi çok küçük (yaklaşık 5-10 milimetre) kesilerle uygulanması, açık yöntemdeki gibi kalçaya ulaşmak için dokuların açılıp sonra tekrar tamir edilmesine gerek duyulmaması, daha az ameliyat sonrası ağrı ve daha hızlı iyileşme gibi avantajları nedeniyle sıklıkla tercih ediyoruz.